30 Eylül 2009 Çarşamba

YALNIZLIK GİTTİĞİN YOLDAN GELİR


SEL YAYINCILIK,2007
207 SAYFA

Sofalar seninle serin
Odalar sesinle ferah
Günüm sevinçle uzun
Yatağında kalktığım sabah

Elmanın yarısı sen yarısı ben
Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir
Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter
Yalnızlık gittiğin yoldan gelir

Kitap adını Oktay Rıfat'ın yukarıdaki dizelerinden almış.
Sina,Bafralı zengin bir ailenin çocuğudur.Anne ve babasını küçük yaşta kaybettiği için Dayı'sının yanında büyür.Dayı onun için çok parlak bir kariyer planlar ve yurtdışında okutur,döndüğünde bir bankada Genel Müdür Yardımcılığı'na kadar yükselir.Kahramanımız bir kitapçokseverdir,sürekli okur.Sanat eserlerine özellikle de resime çok meraklıdır.Oktay Rıfat en sevdiği şairdir.Çela adında bir kıza aşık olmasıyla hayatı değişir.Dayı,Sina'nın kariyerine zarar vereceğini düşündüğünden ikisini ayırır.O da dayısına kızıp evi terk eder ve eski bir konakta oda kiralar.Odanın önceki sahibi O.Y.ona gizemli bir mektup bırakmıştır.Dünyanın en iyi yazarını bulma yolundadır artık.Bu arada Çela da ortadan kaybolmuştur,bir taraftan onu da arar kahramanımız.Bu arayışlar esnasında Beyoğlu ve Manhatta'nın arka sokaklarına uzanan yolculuklar yapar.Dünyanın en iyi yazarını bulur ve bu esnada başka bir kadınla karşılaşır:Dua.Çela'yı bulduğunda ise çok geçtir.İkisi arasında sıkışıp kalmıştır.Kitap sona ermiyor ve bir devam kitabı var bildiğim kadarıyla.O kitapta da Dünyanın En İyi Ressamını arayacak Sina gibi görünüyor.
Birçok şair,yazar,ressam,kitap,kitabevi ayrıntılariyla donatılmış tadına doyamayacağınız bir kitap.Diğer kitabıyla devam edeceğim.
KİTAPTAN
Nitelikli bir insanın kendinden iyi dosta gereksinimi olabilir mi?Sonra kitaplar,kıskanç değil midir onlar?Çok insan dostu olan bir gerçek kitap dostu tanıdınız mı?
--------------------
İlk sevdiğim sözcük " dua"
Beceremediğimdendir
Son sevdiğim "yalnızlık"
Çekip gidemediğimdendir

26 Eylül 2009 Cumartesi

MÜLKSÜZLER-URSULA K. LE GUIN



METİS YAYINLARI,2009
335 sayfa
1974 yılında bir bilim-kurgu romanı olarak yazılan kitap bu alanda en önemli iki ödül olan Hugo ve Nebula ödüllerini almış.Bilim-kurgu romanı olmasının ötesinde kapitalizm,anarşizm,bireysel özgürlük konularında düşündürtüyor sizi.

Hangi mükemmel sistem insanın duygularına,egosuna,kişisel isteklerine galip gelebilir?

Bireysel özgürlük nerede başlar,nerede biter?

Kitaba dönersek;Anarres seneler önce Urras’dan göç etmiş kendilerine Odocu diyen küçük bir grup anarşistin yaşadığı kurak ve verimsiz bir dünya.Liderleri Odo isminde bir bayan.Çok önce yaşamış,bu yüzden kitabın kahramanları arasında değil.Anarres ismi anarşizm’den geliyor.Urras ise kapitalist düzenle yönetilen bir topluluk.Verimli toprakları ve doğal güzellikleri var.İsim ABD(USA) ve eski adıyla SSCB(USSR)isimlerinin baş harflerinden oluşuyor.
Romanın kahramanı Shevek Anarres’li bir fizikçidir.Urras’da da başarılı bir bilim adamı olarak tanınmaktadır.Herşey Shevek’in çalışmalarını yapmak için Urras’a davet edilmesiyle başlıyor.Yazar,Shevek’in yaşadıklarıyla parallel olarak iki dünyanın olumlu ve olumsuz yönlerini de ortaya koyuyor.
Kendini anarşizme yakın gören sevgili yazarımız Ursula bu sistemi tamamen savunmak yerine eleştirisini de yapıyor kitapta.
Kitap konusunda diğer bir ayrıntı da kitabın Dostoyevski'nin Ecinniler(Possessed)adlı kitabına cevaben yazılmış Mülksüzler(The Dispossessed)
Kitap üzerinde mükemmel görünen sistemlerin pratikte çöktüğü şu günlerde artık klasik haline gelmiş bu kitabı okumak lazım.
KİTAPTAN:


Bütün olmak parça olmaktır.gerçek yolculuk geri dönüştür.
-------------------


Farklı güneşlerin ışıkları farklıdır, ama tek bir karanlık vardır.
-------------------

Vermediğiniz şeyi alamazsınız,kendinizi vermeniz gerekir.Devrimi satın alamazsınız.Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak...
--------------------

Erkeğin istediği özgürlüktür.Kadının istediği mülkiyettir.Seni ancak başka birşeyle takas edebilirse serbest bırakır.Bütün kadınlar mülkiyetçidir.

20 Eylül 2009 Pazar

BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN-HIFZI TOPUZ


REMZİ KİTABEVİ,2007
264 SAYFA

Benim çok sevdiğim hüzünlü yazarım Sabahahattin Ali'nin hayat hikayesi Hıfzı Topuz'un kaleminden anlatılıyor kitapta. Sabahattin Ali sosyalist düşünceye sahip olduğu için hapse atılmış,yazıları yasaklanmış.En sonunda canı pahasına ülkeyi terk ederken esrarengiz bir şekilde öldürülüyor.Kitapta bu hüzünlü yaşamın yanında Cumhuriyet'in ilanı sonrasında yaşanan sancılı yıllar da anlatılıyor.daha yazacak çok hikayesi varmış Sabahattin Ali'nin ancak 40 yaşında hayata gözlerini yummuş.Hepimiz severek dinleriz şu dizeleri:
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma

Bir gün kadrim bilinirse
İsmim ağza alınırsa
Yerim soran bulunursa
Benim meskenim dağlardır


Yaşantısındaki hüzün kitaplarına yansımış.Sürekli melankolik aşklar yaşarmış Sabahattin Ali bunun yansımalarını da Kürk Mantolo Madonna adlı kitabında görmek mümkün.Daha çok yaşayıp,daha çok yazsaydı keşke.

18 Eylül 2009 Cuma

GEORGE ORWELL-1984

CAN YAYINLARI
KASIM 2008,270 SAYFA




Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve çok etkilendiğimi söylemeliyim.Kitap 1949 yılında yazılmış ve hala çok popüler.Artık bir klasik olmuş.Kitapta devletin tek otorite olduğu bir düzen anlatılıyor.Sabah sporları dahi devletin kontrolünde yapılıyor.Bu düzene uymayıp isyan edenler ise çeşitli yerlere koyulmuş olan telekulaklarla tespit edilip,buharlaştırılıyorlar.Tarih yaşanan olaylara göre sürekli değiştiriliyor.Her yerde bu düzenin başındaki kişi olan Büyük Birader'in fotoğrafları var.
Winston bu düzeni sevmiyor ama isyan edemiyor.Sevgilisiyle beraber bir eskici dükkanının üst katına saklanıyorlar.Kaçıyorlar çünkü aşık olmak yasak.Ancak yakalanıyorlar.Kitapta yazılan ve yaşananların bir kısmı insanı ürkütüyor.
Yazar totalizm karşıtlığını düşsel bir dünya kurarak anlatmış.Tarih kayıtları değiştirilirken insanların kullandığı dil de deformasyona uğratılarak yeni bir dil yaratılmaya çalışılıyor.
Anti-ütopik bir klasik olarak okunması gereken bir kitap.

12 Eylül 2009 Cumartesi

MESNEVİ-MEVLANA CELADEDDİN RUMİ

ŞEFİK CAN,2008,700 sayfa

Bu bloğu sürekli takip edenler farkındadır zannediyorum.Uzun zamandır çok fazla kitap eklemedim.Bunun sebebi bu altı ciltlik muhteşem eseri hakkını vererek ve sindirerek okumaya çalışmamdır.Nihayet geçen hafta bu uzun kitabını son sayfasını okudum ve ne yazacağımı bilemediğim için bugüne kaldı kitap yorumum.Çünkü Mevlana o kadar güzel şeyler yazmışki ben ne yazsam da anlatamayacağımdan korktum bu güzellikleri.

Mesnevi'nin birçok farklı tercümesi var piyasada ancak ben bir dostumun tavsiyesine uyarak Şefik Can'ın yapmış olduğunu tercih ettim.Bu tercüme toplam üç kitaptan oluşuyor.herkitap iki cilt içeriyor.Diğerlerini incelemedim ama okuduğum kolay anlaşılır ve dipnotlarla yeterince takviye edilmişti.İleriki zamanlarda zaman ve koşullarımın uygunluğuna göre diğer tercümelerle karşılaştırmalı okumayı da planlıyorum.
Kitabın yazılış koşullarını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_(Mevl%C3%A2n%C3%A2)
Kitapta müslümanlık,inanç,sevgi,dostluk,Allah sevgisi konuları hikayelerle şiirsel bir şekilde anlatılmış.Manevi olarak huzur buluyorsunuz okurken.Müslümanlığın ne olduğu Kuran ayetlerine ve hadislere dayanarak çok güzel anlatılmış.
Benim kitapta yakaladığım şu ufak detaylar ilginç geldi bana:
Nasreddin Hoca'nın bir fıkrası vardır.hanımı eti yer de kedi yedi der Hoca'ya.Hoca da tartar kediyi...Bu fıkra Mesnevi'de geçiyor.
Paulo Colelho'nun Smyacı Kitabı'nı okumayan çok az insan vardır herhalde.Bu kitabın da Mesnevi'den esinlenerek yazıldığını düşünüyorum ben.Aynı hikaye Mesnevi'nin son cildinde var.Paulo Coelho hikayeyi biraz uzatıp romanlaştırmış.Haddimi aşmak istemem ama modern İspanyol Sufimiz P.C Mesnevi'yi okuyup bu hikayeden esinlenmiş olabilir.

Peki neden bizim Mesnevi'miz bu kadar geri planda kalmış?tanıtılmamış.Esin kaynağı olduğu kitaplar dünya çapında ünlü olup,okunurken?2007 yılında ben dahil hangimiz okuyup anlamaya tanıtmaya çalıştık bu kitabı?Elif Şafağın Aşk kitabını mı bekliyorduk?birşeylerin ilgimizi çekmesi için medyatik mi olması gerekiyor?
Kendi adıma gerçekten utanıyorum.Senelerdir Mesnevi'yi okuma isteği içerisindeyim ama ben de aynı hatayı yaptım.
Zararın neresinden dönsek kardır.O yüzden hemen bir Mesnevi kitabı sipariş edip,okumaya başlayın derim ben.
Keyifli ve huzurlu okumalar

KİTAPTAN:
Bu dünya,bir dağa benzer.İşlerimiz,yaptıklarımız da seslenmek gibidir.Seslerimiz güzel de olsa, çirkin de olsa,dağa çarpar,döner yine bize gelir.

Şunu bil ki,ağızdan,dilden ansızın çıkan söz,yaydan fırlamış ok gibidir.Ey oğul, o ok bir daha geri dönmez;suyu baştan kesmek gerek

Nice dualar vardır ki, dua edenin aleyhinedir.Onun ziyanına ve helakına sebep olacak bu duaları,pak ve mukaddes olan Allah,kereminden merhametinden dolayı kabul etmez