29 Mart 2010 Pazartesi

İSHAK-ONAT KUTLAR





YAPI KREDİ YAYINLARI
Özel baskı,Eylül 2009
118 sayfa
YKY yayımlanışının 50. yılı dolayısıyla İshak'ın özel bir baskısını yapmış.Bu baskı bir kereliğine yapılmış ve 3000 nüsha numaralanmış.Bendeki 1601 nolu nüsha.
Onat Kutlar hem hemşehrim olması sebebiyle hem de fikirleri açısından çok sevdiğim bir yazar.Maalesef aramızdan çok erken ve tatsız bir şekilde ayrıldı.Rahmetle anıyorum.
İshak dokuz kısa öyküden oluşan bir öykü kitabı.Öyküler taşrada geçiyor.Taşranın doğal kent kültürüne bulaşmamış insanları anlatılıyor.Dil konusunda yorum yapmama gerek yok.1960 yılında aldığı TDK Öykü Ödülü herşeyi açıklıyor.İnce detaylar,kimi zaman hüzünlü gülümseler var öykülerde.Gerçekten çok özgün öyküler.Hiç bitmesini istemezken hemen bitiveriyor kitap.
ONAT KUTLAR kitabını şöyle anlatmış,çok hoşuma gitti benim:
'İshak'ı yirmi yaşlarındayken yazdım. Büyük kente gelmiş bir taşralıyım o sırada. Gürültülü ve soğukta yazdığım o öyküler hep çocukluğumun kentiyle ilgili: Antep. İshak, bir Anadolu kentindeki gerçeklerin ne yorumudur, ne sorunlarının çözümü. Küçük alçakgönüllü kesitlerdir bu öyküler. O kenti tanımaya çalıştım yıllar önce. Mevsimlerine, yapı taşlarının çeşitlerine, toprağın kokusuna ve tüm sokaklarına, insanlarına, çocuklarına, dikkat ettim: Avcının iyisi uçanı vurur. İyi öykücü, akıp giden zamanın ritmini, onu durdurmadan kalemine uydurandır. Bir süre birlikte döner o çarkla. Ve bir ölü noktayı geçince bırakır. Öyle gördük ustalarımızdan.'


















28 Mart 2010 Pazar

AYLAK ADAM-YUSUF ATILGAN


YAPI KREDİ YAYINLARI
1.baskı,Ekim 2009
157 sayfa
Yayımlanışının ellinci yılında YKY Aylak Adam için özel bir baskı yapmış.Sıradışı bir kişilik olan C.'nin hayatının anlatıldığı roman dört bölümden oluşuyor:KIŞ-İLKYAZ-YAZ-GÜZ
Her bölümde C.'nin hayatından farklı bir kesit anlatılıyor.Kendi deyimiyle zengin değil paralı bir adamdır kahramanımız.Sıradışı fikirleri vardır.Ne iş yapıldığı sorulduğunda "Aylakım "diye karşılık verir. Gerçek sevgiyi aramaktadır.bu arayış içerisinde geçirir vaktini.KIŞ bölümünde ayrı olduğu sevgilisi Ayşe ve arayışları anlatılıyor.İLKYAZ bölümünde ise sokakta tanıdığı Güler ile ilişkileri anlatılıyor.YAZ bölümünde eski sevgilisi Ayşe ile tekrar karşılaşıp yaşadıkları anlatılıyor.
Kahramanımız bu arayış içerisinde sürekli benzemek istemediği babasını hatırlıyor ve onun etkisinden kurtulamıyor.Bu yönüyle psikolojik bir romanın izlerini taşıyor.
Romanda evlilikle ilgili yazılan düşünceler yazıldığı muhafazakar dönem(1950'ler) dikkate alınırsa yazarın cesaretini ortaya koyuyor.Mesela:
Güler:Dünyadan çok şey beklemiyorum.Üç oda bir mutfak,sevdiğim adam,biri kız,biri oğlan iki çocuk...
deyince
C.:Adam bıkıp kaçsın,çocuklar kuşpalazına tutulsunlar diye mi? der.
O kadar aylak ve işsizdirki oturduğu kahvlerde etrafındaki insanların yaşamları hakkında tahminlerde bulunarak oyalanır.Eeee.aylaklık zor iş ne de olsa.
Son bölüm GÜZ bölümünde hayatının aşkını bulduğunu zannedip,bir kadının peşine takılır ve bir kazanın ortasında buluverir kendini.Kitapların sonu söylenmez ama kitap böylece bitiveriyor.
Türk Edebiyatı'nın sıradışı kitaplarından biri.Yusuf Atılgan cesur bir yazar.O dönemde çok fazla olumsuz eleştiri aldığını da tahmin edebiliyorum.
BİR DİLİM LEZZET
...Birlikte yaşama zorunluluğuna inanmışlar.İşte benim onlardan ayrıldığım buna inanmamam.Sıkıntımın da,sevincimin de kaynağı bu.Gücün dayanmaktansa yalnızlığıma kaçarım. Bana tek insan yeter. Sevişen iki kişinin kurduğu toplum. Toplumsal yaratıklar olduğumuza göre, insan toplumlarının en iyisi bu daracık, sorunsuz, iki kişilik toplumlar değil mi?...

25 Mart 2010 Perşembe

TOPLU İĞNELER-OĞUZ DİNÇ

ÇİTLEMBİK YAYINLARI
ŞUBAT 2010
103 SAYFA
Genç bir yazardan keyifli bir öykü kitabı.Hayatımızın içinden hergün karşılaştığımız olaylar ve kişilerin öyküsü.Saf,temiz,duru bir Türkçe ile yazılmış.Özellikle ilk ve son öykü yaşarken ıskaladığımız olayların altını çiziyor ve bir yumruk gibi iniveriyor gerçekler suratınıza.
Ben bir gecede okuyup bitirdim.Kısa ve keyifli bir okuma oldu.

BİR KIŞ GECESİ EĞER BİR YOLCU-ITALO CALVINO

YAPI KREDİ YAYINLARI
Orijinal Adı:Se una notte d'inverno un viaggiatore
Çeviri:Eren Yücesan Cendey
Temmuz 2009,3.baskı
249 sayfa


"Italo Calvino'nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya başlamak üzeresin.Rahatla.Toparlan.Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin.Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin." cümlesiyle balşayan kitap ilk andan itibaren sizi içine alıveriyor.Tamamlanmamış on öyküyü okurken bir o yana bir bu yana savruluyor düşünceleriniz.Yazarının deyimiyle okurluk ve yazarlık üzerine bir kitap.Mükemmel bir kurgusu var ve değişik bir tarzda yazılmış.Klasik başlangıç,gelişme ve son bölümleri olmayan roman zevkle okunuyor.
Uzun zamandır bir Italo Calvino kitabı okumayı istiyordum.Sanırım doğru bir başlangıç oldu.

21 Mart 2010 Pazar

SİNEKLERİN TANRISI-WILLIAM GOLDING

TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
2009,16.Baskı
Çeviri:Mina Urgan
Orijinal Adı:Lord of the Flies


Yaşları altı ile on iki yaş arasında bir grup genç bir uçak kazası sonucunda ıssız bir adaya düşerler.Ralph iyi huylu,akıllı ve iyi bir çocuktur.Jack ise saldırgan ve diktatör yapılıdır.Jack,bir şefe ihtiyaçlarının olduğunu ve kendisinin şef olmasını teklif eder ancak çocuklar oy birliği ile Ralph'i şef olarak seçerler.Jack bir Katolik korosunun başıdır ve korodaki üyelerin avcı olmasını ve avlanmasını teklif eder.Ralph'ın aklındaki tek mesele ise bir ateş yakmak ve bu ateşin sürekli yanmasını sağlamaktır.Böylece geçen gemiler onları görecek ve kurtulacaklardır.
Ralph, adada demokratik ve akıllı bir düzen kurmak için çabalarken,Jack sürekli şiddet ve hükümdarlık peşinde koşar.
İnsanın doğasında bulunan şiddet duygusunun her şekilde ortaya çıkacağının kaçınılmaz olduğunu anlatmak istemiş yazar.
Siyaset ve her türlü düşünce sisteminden uzak bir grup genç,bu ıssız adada ikiye bölünüyor ve bir kısmı belki de korkudan şiddeti tercih ediyor.Çocukların melekler kadar saf ve temiz olduğunu düşünürken o güzelim adayı bir cehenneme çevirdiklerini okuyunca insan doğasındaki şiddetin ne kadar güçlü olduğunu düşünüyorsunuz.
Issız bir adaya düşen bir grup çocuğun macerasından çok gerçek hayatın anlatımı olarak okunması gereken bir roman.

14 Mart 2010 Pazar

ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ-José Saramago

Merkez Kitaplar,2007
Adı bilinmeyen bir ülkede Ölüm görevini yerine getirmeyi bırakır ve ertesi gün hiç kimse ölmez.Bu durum önce herkesin hoşuna gitse de sonraları bir kaos ortamı oluşur.Hastaneler ve düşkünlerevleri, dolup taşar,cenaze levazımatçıları iflas eder,sigorta şirketleri değişik yöntemlerle ayakta kalmaya çalışır.Ölüm sadece o ülkede öldürmemektedir ve ailelerden biri ölüm döşeğindeki babalarını sınır dışına çıkararak ölmesini sağlarlar.Sonuçta bu çözüm ve oluşan kaos ortamında bir maphia oluşur.Kilise ve etkilenen diğer kuruluşlar farklı çözüm yöntemleriyle çıkarlarını korumaya çalışırlar.
Ölümsüzlüğün çaresini arayan insanoğlunun bu gerçekleştiğinde nasıl bir kaosa sürükleneceğini anlatan düşündürücü bir roman.Kitabın sonu da oldukça hoş.
Mutlaka okunması gereken bir kitap.