29 Mart 2008 Cumartesi

EFRUZ BEY-ÖMER SEYFETTİN

ÜÇ HARF YAYINLARI
EYLÜL 2005,195 SAYFA
Ömer Seyfettin'in diğer kitaplarımdan farklı bir roman.Kendini çok beğenen,asalet meraklısı ve Batı hayranı Efruz Bey romanda mizahi bir dille anlatılıyor.Hatta gerçek ismi Ahmet iken onu bile kendine layık görmeyip ışık saçan anlamına gelen Efruz adını alan bir adamın hikayesi.Okuduktan sonra etrafta ne kadar çok Efruz Bey gördüğünüze ve göreceğinize inanamayacaksınız.Aslında sadece Efruz Bey'in değil toplumumuzun hikayesi.Çok keyifli ve gülümseyerek okuyacağınız bir kitap

15 Mart 2008 Cumartesi

FAHRENHEIT 451-RAY BRADBURY

İTHAKİ YAYINLARI,HAZİRAN 2007
238 SAYFA
Kitap okuma alışkanlıklarımız azalıyor.Kitapların yerini teknolojinin gelişmesiyle TV,bilgisayar oyunları,anlamsız geyik muhabbetleri alıyor.Yazar kitapta kitap okumanın yasak olduğu ve kitapların yakıldığı bir gelecek anlatarak bu konuya dikkat çekmek istemiş.Kitabın kahramanı Guy Montag düşünmeden ve sorgulamadan kitap yakan bir itfaiyeci.Birgün Clarisse isimli bir kızla tanışır ve hayatını,kitapları sorgulamaya başlar, kitapların yakılmasına karşı mücadele eden bir yeraltı örgütüne katılır.Bu örgütte herkes bir kitaptır.Kitapların yok oluşunu onları ezberleyerek durdurmaya çalışırlar.
Kitapsız bir dünya nasıl olur?TV ile uyuşmuş beyinler,sorgulama ve düşünmeden yoksun bir nesil....
Kitabın adı neden Fahrenheit 451 derseniz kitapların yanma derecesi imiş.

ZÜLFÜ LİVANELİ-SEVDALIM HAYAT

REMZİ KİTABEVİ,OCAK2008
430 SAYFA
Sanata adanmış bir hayat.Şarkılarına hayran olduğum Zülfü Livaneli hayat hikayesiyle de hayranlık uyandırıyor.Sadece kendi hayat hikayesi değil kitapta anlatılanlar.68 kuşağının hüznü ve acıları da. Eserlerine hayran olduğumuz Yaşar Kemal,Abidin Dino ve diğerleri de var kitapta.Şartlar ne olursa olsun yaşama ve müziğe sımsıkı sarılmış bir adam.Bölüm başlarında yeralan dörtlükler harika.Okuduğum en güzel anı kitaplarından biri.Anı kitabı olmasının ötesinde yazar yaşadığı dönem şartlarını da anlatmış.

KUYUCAKLI YUSUF-SABAHATTİN ALİ

YAPI KREDİ YAYINLARI,2008
220 SAYFA
Sabahattin Ali'den yine muhteşem ve hüzünlü bir roman. Anne ve babası küçükken öldürülen yetim kalan ve bir kız çocuğu olan Kaymakam tarafından evlatlık olarak büyütülen Yusuf'un hikayesi.Yusuf ve Kaymakam'ın kızının birbirlerini sevmeleri,bir fabrikatörün oğlunun da Muazzez'le evlenmek istemesi etrafında zengin-fakir,iyi-kötü ayırımı işlenmektedir.Sabahattin Ali'nin kahramanlarında gözlediğim en belirgin özelliklerden biri hayata isyan etmeden,olayları kabullenme.Yusuf da bu kahramanlardan biridir.Çok fazla konuşmaz,duygularını belli etmez.Bu hayatı kabullenme eğilimi kitaptan alıntıladığım şu metinde çok fazla göze çarpıyor.Kaymakam Yusuf'a hayat hakkında şu öğütleri veriyor:
"Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak,muhite uymak,hiç sivrilmemektir.Geçen gün Ceza Reisi bir kitap verdi.Şöyle karıştırdım.Derin birşeyİsmi Amak-ı Hayal.Senin anlayacağın hayalin dibi.Orda yazıyor:Bir gün Allah peygamberlerini çağırıp sormuş saadet nedir?demiş.Her biri kendilerine göre cevap vermişler Musa:Arzı Mev'uda gitmektir;İsa:Bir yanağını vurana ötekini uzatmaktır;Buda:Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır,yollu şeyler söylemiş.Sıra bizim Muhammed'e gelince :Saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir.. demiş Ne doğru söz!Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne birşey ilave etmeli ne de ondan birşey eksiltmeli..."
Devamı ve daha fazlası için bu romanı okumanızı tavsiye ediyorum.Hüzünlü bir aşk,yalın bir anlatım.