12 Kasım 2010 Cuma

KİRPİNİN ZARAFETİ-MURIEL BARBERY

Yayınevi/yıl:Turkuvaz kitap/2010

Özgün adı:L'élegance du hérisson

Çeviri:Işık Ergüden

Sayfa sayısı:280 sayfa



Muriel Barbery'in buram buram felsefe kokan bu kitabını okumaktan zevk aldım.

Rénee elli dört yaşında Grenelle Sokağı'nda lüks bir apartmanın kapıcısı.Kendi anlatımıyla:
" Dul bir kadınım.Ufak tefek,çirkin,tombul biriyim.Ayaklarımda nasırlar var.Kendi kendimi rahatsız ettiğim bazı sabahlara bakarsak,bir mamut gibi soluk alıp veriyorum.Eğitim görmedim. Kendimi bildim bileli yoksul, ölçülü ve önemsiz biri oldum. "
Kendini eğitimsiz olarak tanımlayan Rénee kapıcı dairesindeki küçük sığınağında Tolstoy okuyan, Ozu filmleri izleyen kültüre ve sanata meraklı biridir ancak bu özelliklerini saklamaktadır.Bir kapıcı nasıl yaşaması gerekiyorsa o şekilde yaşıyormuş gibi yapmaktadır.

Paloma yetişkinlerin hayatından sıkılmış aşırı zeki ,potansiyel zengin bir çocuktur.Onüçüncü yaş gününde intihar etmeyi planlamaktadır.O da çok zeki olduğunu saklamaktadır.

İkisinin hayatı apartmana Kakuro Ozu isimli kibar bir beyefendinin taşınması ile hayatları değişir.Kakuro onların sakladıkları özelliklerini keşfeder ve Rénee 'yi şu şekilde tanımlar:
" ... Onda kirpinin zarafeti var:Dışardan dikenlerle zırhlı tam bir kale ama bence içinde kirpiler kadar doğrudan bir rafinelik var.Kirpiler haksız yere duyarsız, uyuşuk görülen, şiddetle yalnız ve korkunç bir şekilde zarif hayvanlar.... "
Üçü arasında güzel bir arkadaşlık başlar.Kitabın son bölümlerini biraz hüzünlenerek okudum.

Günlük hayata dair felsefik yorumlar, Japon kültürünün izleri(sanırım yazarın burada yaşamasından dolayı) ve güzel bir arkadaşlık var romanda.

Birçoğumuz Kavanozdaki Kırmızı Balıklarmıyız acaba? Okurken bunu çokca düşündüm.



"

5 yorum:

zero dedi ki...

Ne güzel yapmışlar yeni baskısını çok hoşuma gitti. Bu kitap hayatımın dönüm noktası kitaplarından biridir. ççok önemli bir anda okunmuş ve etkileri elle dokunur şekilde de görünmüştür hayatımda. Ve ne zaman bu romanı birinin daha okuduğunu öğrensem o insan adına sanki hazine bulmuşçasına seviniyorum:) sevgiler

aslı koyuncuoğlu dedi ki...

Sevgili Zero,
Gerçekten dönüm noktası kitaplardan biri benim için de.Hazine bulmuş gibiyim(nu yorumu çok sevdim) dediğin gibi.
Sevgiler.

İrem Nas dedi ki...

Umarım sinema filmi uyarlamasını da gördünüz. Eğer görmediyseniz, fikir edinmeniz açısında film hakkında yaptığım küçük bir değerlendirme burada:http://bendenbenkim.blogspot.com/2010/07/le-herisson-hedgehog-yasamaya-deger.html Senaristin yazarla birlikte çalıştığını ve yazarın uyarlamadan hayli memnun kaldığını düşünürsek izlemeye değer diye düşünüyorum.

ck dedi ki...

@bendenbenkim yazıyı okudum/beğendim ve yazmadan geçemeyeceğim "Pathé Frères hologramını gördüğüm hemen her sinema filmine önyargısız kapılan biri olarak" ben de keyifle izledim filmi...
...ve unutmadan Le Herisson (Mona Achache, 2009)'daki Michel'e âşık olabilirim. Böyle bir kapıcı tanıyan varsa lütfen bana haber etsin...

ikumi dedi ki...

Genel değer yargılarına göre ait oldukları dünyadaki herkesten daha çok; biri güzellikle, diğeri zeka ile taçlandırılmış iki kardeşten güzel olanın böylesi hoş bir görüntünün yakışabileceği zengin ortamdan hezimetle dönmüş ve bedellerini çok ağır ödemiş olmasıyla diğer kardeş kendisine bahşedileni hep saklamış, her zaman korkmuştur. Fakirler ne güzel, ne de akıllı olamalılardır. Yoksa bedelini öderler. Kitapta işleniş biçimine hayran kaldığım bu anlatımı ne yazık ki filmde bulamadım. hem filmi hem kitabı ayrı ayrı seviyorum,değerlendiriyorum bu nedenle her ikisinde ana kahramanın farklı kişiler olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle izlenilesi ve okunası bir eserdir.