23 Mayıs 2009 Cumartesi

ÇAVDAR TARLASINDA ÇOCUKLAR- JEROME DAVID SALINGER





YKY,2002,6.BASKI


202 SAYFA


Kitabın orijinal ismi Catcher in the Rye,Daha önce Türkçe'ye Gönülçelen adı ile de çevrilmiş.


Ergenlik çağındaki Holden Caulfield adlı bir çocuğun okuldan kovulmasıyla Noel öncesi yaşadığı şehre gelip,evine uğramadan bir otelde kalarak yaşadığı maceralar anlatıyor.Bu maceraları onu pskiyatri kliniğine taşıyor.


Kitaptaki kimi muzır kısımlar hoşa gitmese de,dikkatli okuyucular aşağıda yazacağım bilgelik dolu kısımlardan etkilenecektir.Kitap edebiyat dünyasında büyük yankılar uyandırmış.Kitabın yazarının da bunda etkisi olduğu düşünülebilir.1963 yılından bu yana yeni kitap yazmamış ve büyük bir gizlilik içinde yaşıyormuş.


Birçoğumuzun ergenlik çağında çılgın,asi davranışları olmuştur.Kitabın kahramanı Holden yetişkin dünyasının ikiyüzlü ilişkilerinden bıkmış ve masumiyet arayışında bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.Yazar kitapta karşısındaki ile konuşuyor gibi bir dil kullanmış.Holden aklına gelenleri,yaptıklarını saf ve masum bir şekilde aktarmış.Bu anlamda kullanılan dil sıradışı.


Kitabın kahramanını kendime çok yakın hissedemedim.Yaptıklarını da çok onaylamadım.Ama bu tabiki kitabı sevmediğim anlamına gelmiyor.Kitapta anlatılanlara yabancı hissettim kendimi.

KİTAPTAN:

Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman,bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da,canım her istediğinde onu telefonla arayıp,konuşabilseydim diyorsanız,o kitap bence gerçekten iyidir.

------------------

Büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne.Binlerce çocuk,başka kimse yok ortalıkta -yetişkin bir kimse -yani benden başka.Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum.Ne yapıyorum,uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum;nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken,ben bir yerlerden çıkıyor,onları yakalıyorum.Ben çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim.Çılgın bir şey bu,biliyorum,ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.Biliyorum, bu çılgın bir şey

----------

Olgunlaşmamış insanın özelliği,bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir,olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.

21 Mayıs 2009 Perşembe

ÇOK GURURLU,ÇOK KIRILGAN-ALFONSO SIGNORINI



2007,TURKUVAZ KİTAP

247 sayfa

La Divina(İlahe)diye adlandırılan Maria Callas'ın hayatı roman şeklinde anlatılıyor.Klasik bir biyografi kitabı değil.Yazar Callas'ın hayatını roman şeklinde anlatmış.Hayata fakir,şişman ve çirkin bir Yunanlı olarak başlayan Callas'ın zirveye çıkış öyküsünü zevkle okuyabilirsiniz.Kitapta,zayıflamak için tenya yumurtası yutma konusu biraz iğrenç.

Başarılı insanların hayat hikayesi her zaman ilgimi çekmiştir.Çünkü örnek alınacak yaşantılardır bunlar.Kitap beni bu açıdan hayal kırıklığına uğratmadı.Özellikle son sayfaları CD çalarıma Callas koyup dinleyerek okudum.Biraz hüzünlü,biraz düşünceli.Size de böyle yapmanızı tavsiye ederim.

10 Mayıs 2009 Pazar

BAB-I ESRAR- AHMET ÜMİT

DOĞAN KİTAP,2008
392 SAYFA

Yazarın okuduğum üçüncü kitabı.Daha önceki kitapları polisiye türündeydi.Bu kitabında ise tasavvufu yine gerilimli ve gizemli bir şekilde,polisiyeyi de dahil ederek işlemiş.
Karen Kimya Greenwood babası Mevlevi,annesi İngiliz bir sigortacıdır.Konya'da çıkan bir yangında yanan,şirketinin sigortalamış olduğu bir otel olayını araştırmak için Konya'ya gelir.Babası Mevlevi dergahında büyümüş bir derviştir.Annesiyle Konya'da tanışmış ve onunla evlenerek İngiltere'ye yerleşmiştir.Ancak ilahi aşka ulaşmak için Pakistan'lı arkadaşı Şah Nesimi'nin peşine takılıp ailesini terketmiştir seneler önce.Karen şehre geldiği ilk günden başlayarak yaşadığı olayların da etkisiyle hayalle gerçek arasında gidip gelir.Bu gidip gelmelerde ilahi aşk,Mevlana-Şems arkadaşlığını sorgular yazar.Gerçekten çok güzel kurgulanmış,sürükleyici,sırlarla dolu bir kitap.Sonu ise beni biraz hüzünlendirdi,gözlerim yaşlandı.
Okumanızı tavsiye ediyorum.

KİTAPTAN:
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
her gün bir yere konmak ne güzel
bulanmadan donmadan akmak ne hoş
dünle beraber gitti cancağızım
ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ

------------------------------------------------

"Bütün mahlukat sabrın ipliğiyle bağlıdır birbirine.Dünya sabırla döner.Çünkü güneşin de ayın da zamana ihtiyacı vardır.Sabırlı ol.Büyük sırlara ermen için sabır denizinde yüzmeyi öğrenmen lazım.Çünkü sırlar,sabır denizinin dibinde saklıdır."

-----------------------------------------------

"Bir çocuğa beden verebilirsin ama onun kalbine,ruhuna tesir edemezsin.Herkes kendi hayatını yaşar,herkes kendini yaratır.Ama insanı kendine götüren köprü çok incedir,çok dar.Bir tek kendisinin geçmesine izin verir.Kan bağı bir imtiyaz değildir bu yolculukta.Aksine çoğu zaman aşılması zor bir engeldir,kırılması imkansızkalın halkalarda oluşmuş bir zincir.İnsanın elini kolunu öyle bir bağlar ki,hiçbir zaman kurtulamazsın."

YOL AYRIMI-KEMAL TAHİR

İTHAKİ,2005
493 sayfa


Esir Şehir Üçlemesinin son kitabı.Türkiye kurtulmuştur,Kamil Bey de serbesttir artık.Ancak bu serbestlik özlenen huzur ve mutluluğu getirecekmidir?
Kitap Atatürk'ün Serbest Fırka'yı kurdurma çalışmalarının anlatımıyla başlıyor.Kitaptaki adıyla Selbes Fırka'nın kurulması demokratikleşme yolunda ilk adımın atılması demek.Bu adım başlarda karışıklığa yol açıyor.
Bu arada Kamil Bey ve arkadaşları beraberdir.Kamil Bey senelerdir kızı Ayşe'yi görmemiştir ve onu görme planları yapmaktadır.Eski eşi Nermin bir doktorla evlenmiştir ve Ayşe de onlarla beraber yaşamaktadır.Kamil Bey,öncelikle eski eşini ziyaret eder ve ona kızını görmek istediğini söyler.Kafasındaki esas düşünce kızının zenginliği bırakıp,yoksul babasına gerçekten isteyerek kucak açmasıdır.Ayşe babasının öldüğünü zannetmektedir.Eşi de öncelikle bir arkadaşının kızıyla görüşüp olayları alıştırarak ona anlatmasını tavsiye eder ve Kamil Bey,arkadaşı Doktor Münir'i yollar Ayşe ile görüşmeye.
Doktor Münir ile Ayşe sohbet ederler.Ayşe Kuvayi Milliyecilere hayrandır ve babasının da bu hareket içinde olduğunu öğrenince çok sevinir ve hemen onunla beraber yaşamak ister.Annesini ve evlendiği adamı bu harekete karşı olduğu için eleştirmektedir hatta.Bu arada Ramiz Bey'in eşi Fatma da ölmüştür.Oğlu Kadir de büyümüş ve delikanlı olmuştur.Ayşe'yi çok beğenmekte ve evlenmek istemektedir.Sonunda bu isteğine kavuşur da.
Bu son kitapta İhsan Bey ve Nedime Hanım'dan bahsedilmiyor.Hatta Kamil Bey'e bile çok fazla yer verilmemiş.Bu kitap, üçlemenin diğer kitaplarından bağımsız olarak okunabilir.Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türkiye'nin demokratik bir ülke olma yolunda başlattığı ilk adımları anlatan bir kitap olarak.

KİTAPTAN:
Biz aydınlara çok su katılmıştır,hem de cıscıvık yabancı suyu...Su katılmamış yerli olmayınca hiçbirşey olunmaz.Çünkü gerçekten namuslu olunamaz.Bilirsin,batılalaşmaya yöneldiğimizden beri biz aydınlar halktan ayrılmışız.Çünkü bu batılılaşma bize halktan değil,Saray'dan gelmiştirHalktan kopmuş,halka dönebilmek umudunu tamamıyla yitirmiş Saray'dan...
-------------------------------------------------------------
Teslim olmak başka şey
Esir düşmek başka
Seni sevmek başka bir şey hürriyet
Uğrunda dövüşmek başka

2 Mayıs 2009 Cumartesi

ESİR ŞEHRİN MAHPUSU-KEMAL TAHİR

İTHAKİ,2005

378 SAYFA

Esir Şehir Üçlemesinin ikinci kitabı.İlk kitabın sonunda hatırlayacağınız üzere Kamil Bey yedi yıl hapse mahkum edilmişti.Bu kitapta Kamil Bey'in mahpus hayatı anlatılıyor.Önce yanlışlıkla hatırlılar koğuşuna koyulur.Burada külhanbeyleri,hırsızlar ve diğer suçlular vardır.Kemal Tahir çok usta bir yazar,özellikle dil konusunda.Kitapta külhanbeyini kendi dilinde konuşturacak kadar usta.Kamil Bey, bu koğuşta bir Paşa oğlu olarak çok zorluk çeker.Hayatında hiç tanımadığı,karşılaşmadığı insanlar ve farklı bir kültürdür bu.Koğuş ağası Faytoncu Osman Ağa,Kamil Bey'in parasını zorla kumarda son kuruşuna kadar alınca canına tak eder ve Ağa'yı bir güzel pataklar.Bu olay sonucunda Kamil Bey'in millici olduğu anlaşılır ve mahpusta uzun zamandır kendisini arayan Binbaşı Arif Bey'in koğuşuna geçer ve Millici Abi olur.Eşi Nermin onu çok fazla ziyaret etmemekte,kızı Ayşe'yi ise hiç getirmemektedir yanına.Daha önce kaldığı mahpustan arkadaşı Ramiz Bey'in eşi Fatma Hanım ise bir vefakarlık örneği göstererek her ziyaret gününe oğlu Kadir'le birlikte gelmektedir.Bu koğuşta hayat onun için daha kolay geçmektedir.Arif Bey'le Anadolu'dan gelen haberleri takip etmekte ve yeni bir Kamil Bey olmaktadır.
Birgün eşinin kendisinden habersiz uygunsuz bir davete katıldığını öğrenince onu boşamaya karar verir.Bir mektup yazar ve gönderir.İkinci Kitap da burada bitiyor.
Yazar hapisane yaşamı geleneklerini ve alışkanlıklarını anlatırken, buradaki insanların Kurtuluş Savaşı'na ve Atatürk'e bakış açılarını da eklemiş.Hapisanade bulunan herkesi lakap ve suçlarıyla anlatırken, konuştururken çok başarılı.O dönemin insan mozaiğini,farklı fikirleri çok güzel gözler önüne sermiş.Okumaktan büyük keyif alıyor insan.